20 Ekim 2009 Salı

Çikolota

Sporcular için olsun, spor yapmayanlar için olsun, herhalde en çok sevilen, yenilen besinlerin arasında çikolata da var. Bir taraftan „aman kilo almayayım“ telaşı içerisinde karşı konulmaya çalışılan ama eninde sonunda bir şekilde yenilen çikolata aslında son derece faydalı bir besin maddesi. Elbette kaşık kaşık sarelle yemek çikolatanın faydalı yanını geri plana düşüren zararlı bir alışkanlık öte yandan gerek ruhî açıdan gerekse fiziksel açıdan çikolatanın etkileri son yıllardaki bilimsel araştırmalar ile de kanıtlanmış durumda.



Ağzımıza çikolatayı aldığımız zaman yüksek seker oranı insulin hormonu salgılamamıza neden oluyor. Bu sayede protein yapıtaşı olan triptofan beyne daha çabuk ulaşıyor ve burada serotonin hormonunun salgılanmasını sağlıyor. Serotonin hormonu ise insanları daha rahat ve huzurlu yapıyor. Bugün piyasada bulunan pek çok anti-depresan ilacın etkisi de ayni, beyindeki serotonin hormonu salgılanmasını arttırmak.


Özellikle ışık açısından zayıf olan, havanın erken karardığı kış aylarında serotonin hormonu vücut tarafından daha çabuk tüketiliyor ve bu nedenle daha sik serotonin eksikliği, yani huzursuzluk, asabiyet gibi ruh halleriyle karşılaşıyoruz.


Bu çikolatanın hâleti rûhiye açısından, yani aslında herkeste görünen etkisi. çikolatanın sporcular açısından önemli bir etkisi de çikolatanın ihtiva ettiği yağ oranı. Bu yağ endorfin salgılamamıza yol açıyor, morfine benzeyen endorfinler de coşkulu bir ruh hali içinde olmamızı sağlıyor. Dolayısıyla sportif beslenme çerçevesinin dışına çıkmadan aslında müsabakalar öncesinde yenecek bir çikolata motivasyon açısından faydalı bir etki yaratabiliyor.


 



 


 



 


Çikolata zaten bu yüzden şimdiye kadar kilo aldıran, kalp-damar sağlığı açısından zararlı, sivilce çıkartan, dişleri bozan bir besin maddesi olarak kötülenip durdu. Öte yandan dişleri bozduğu bir yere kadar doğru, çikolatanın içinde diş çürümelerini önleyen florid ve fosfat var mesela. Ayrıca Berkeley-Kaliforniya Üniversitesi’nden bilim adamlarının bulduklarına göre çikolatanın, daha doğrusu kakaonun içinde fenoller bulunuyor. Bu maddeler –ayni kırmızı şarapta olduğu gibi- kolesterolün karşıtı olarak damar kireçlenmesinden ve kalp hastalıklarından koruyorlar bizi. 50g çikolata içinde beslenme uzmanları tarafından sağlıklı addedilen bir kadeh kırmızı şarapta olduğu kadar fenol var. Ve çikolatanın rengi koyulaştıkça bu değer artıyor.


Koyu renkli çikolatalar genel anlamda daha “sağlıklı” sayılan çeşitler. Bunların renklerinin koyu olması ihtiva ettikleri yüksek kakao oranından kaynaklanıyor, piyasada „dark“ (koyu) veya „bitter“ (acı) isimleriyle bulunuyorlar. Kakaonun Güney Amerika’da sıradan yemeklerde de kullanılan ve aslında hiç de tatlı olmayan bir besin maddesi olduğu düşünülürse bu çeşit çikolatalarının tadındaki acıya çalma da anlaşılır.


Sonuç itibariyle çikolata için de hayatımızdaki pek çok şey için söylenebileceği gibi önemli olan ölçüyü kaçırmamak. Ölçülü bir şekilde yenildiğinde gerçekten oldukça faydalı ve zevk veren bir besin çikolata.


Kaynak: Sports 4/97

Derleyen: Cüneyt Kazokoğlu



Bu konudaki pek bilinmeyen bir diğer unsur da çikolatanın içinde bulunan kafein. Koyu renkli çikolataların içinde 100g’da 75-90mg kafein bulunuyor. Karşılaştırmak için bakarsak bir fincan kahvede bu rakam 100mg.


Ayrıca San Diego’lu nörologlar çikolata içinde amandamid maddesini buldular. Amandamid etki olarak haşhaşa benzerlik gösteriyor. Öte yandan elbette bir haşhaş sigarasının etkisi için 20kg çikolata yemek gerekiyor ki, bu da imkânsız. Ancak çikolatanın insanları neden mutlu yaptığına dair bir açıklama daha. Çikolatanın sporcular açısından en önemli yanlarından biri de belki enerji kaynağı olarak görülmesi. Aralık 1911’de ilk defa Güney Kutbu’na ayak basan Norveçli Roald Amundsen daha sonra hayatta kalmalarının sırrı olarak yanlarında yeteri kadar çikolata bulundurmalarını açıklamıştı. O zamanlar tabii 100g’lik bir çikolata 20 ekmek fiyatına satılıyordu, herkes için ulaşılabilir bir besin değildi. Yıllar sonra, bugünkü gibi sporculara özel besinler piyasada yokken daha, sporcuların büyük kısmı çikolata ile müsabakalar sonrasında kaybettikleri enerjiyi geri almaya çalışıyorlardı. Öte yandan aşağıdaki çizelgede de görüleceği üzere çikolatalar tad olarak bugün gevrek tahıl gofretlerine oranla çok daha lezzetli olsalar da yüksek yağ oranları nedeniyle pek de uygun değiller.



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

About

Site Info

Text

Vücüt Geliştirme-Bodybuilding Copyright © 2009 Community is Designed by Bie